NELER OLUYOR?

Deprem gibi zorlu yaşam olaylarından sonra bireylerde ortak stres tepkileri görülebilir. Bu tepkiler duygusal, bilişsel, fiziksel ve davranışsal olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır:

Duygusal Tepkiler

• Sürekli tedirgin ya da panik olma.
• Kendini güvende hissetmeme.
• Öfke, gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk hissetme.
• Kendine ya da sevdiklerine yönelik çeşitli korku ve kaygılar yaşama.
• Sürekli üzgün olma.
• Umutsuzluk, çaresizlik, çökkünlük hissetme.
• Sürekli kendini suçlama, utanç duyma.
• Kendini katı ve duygusuz hissetme.

Bilişsel Tepkiler

• Her şeyin kontrolden çıktığını düşünme.
• Ne olup bittiğini anlayamama.
• Başkaları tarafından anlaşılmadığını düşünme.
• Dünyayı anlamsız ve boş görme.
• Dikkatin dağınık olması, aklın karışması ve hatırlama güçlüğü yaşama.
• Karar verme güçlüğü yaşama.
• İstenmeyen anıları sürekli hatırlama.

Fiziksel Tepkiler

• Sık sık terleme, titreme ve ürperme.
• Vücut kaslarının sürekli gergin olması.
• Baş ve karın ağrısı gibi şikâyetler.
• Yorgunluk, bitkinlik, tükenmişlik.
• Uykusuzluk ve uyku sorunları yaşama.
• İştah bozuklukları yaşama.
• Sürekli baş dönmesi ve sersemlik hissi.

Davranışsal Tepkiler

• İçe kapanma ve aşırı sessiz kalma.
• İlişkilerde sürekli çatışma ve tartışma yaşama.
• Okula gelmek ya da derslerle ilgilenmek istememe.
• Günlük aktivitelerini yapmama.
• Çok az ya da aşırı yemek yeme.
• Olayı hatırlatan kişi ve yerlerden kaçınma.
• Çok alıngan ya da sinirli davranma.
• Alkol ya da madde kullanma.

Depremden sonra yukarıda sözü edilen stres tepkilerini göstermeniz beklendik ve normal bir durumdur. Verdiğiniz stres tepkileri “ANORMAL BİR OLAYA VERDİĞİNİZ NORMAL TEPKİLERDİR”. Ortaya çıkan stres tepkilerinin şiddeti ve yoğunluğu kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu tepkileri göstermeniz sizin “zayıf” bir insan olduğunuz anlamına gelmez. Depremden sonra birkaç hafta içinde bu tepkilerin zamanla azalması beklenir. Ancak depremden yaklaşık 4-6 hafta geçmesine rağmen;

• bu tepkilerde herhangi bir düşüş olmuyorsa,
• bu tepkilerin sıklığı ve şiddeti artıyorsa,
• bu tepkiler sizin günlük hayatınızı (ailenizi, okulunuzu) ciddi şekilde olumsuz etkiliyorsa,zaman kaybetmeden bir ruh sağlığı uzmanına başvurun.

NELER YAPABİLİRİM?

1. Fiziksel sağlığınıza ve öz bakımınıza özen gösterin.

Fiziksel sağlığınıza dikkat etmek ruh sağlığınızı da korur. Bu nedenle öncelikle kendi sağlığınızı ihmal etmeyin. Düzenli beslenmeye (mümkün olduğunca) ve yeterince dinlenmeye (uyuyamasanız bile) özen gösterin. Normal zamanda aldığınızdan daha fazla çay, kahve, asitli içecekler, şeker ve nikotin tüketmemeye çalışın; çünkü bunlar bedeninizde var olan stresi, gerilimi ve kaygıyı artırır.

2. Günlük rutin aktivite ve rollerinizi sürdürmeye çalışın.

Travmatik yaşam olaylarıyla baş etmenin en etkin yollarından biri de günlük rutinleri mümkün olduğunca devam ettirmektir. Yemek, uyku ve spor gibi günlük rutinlerinizin mümkün olduğunca değişmemesine çalışın.

3. Kendinize zaman tanıyın.

Deprem sonrası oldukça stresli bir dönemden geçebilirsiniz ve bu süreçte yaşadıklarınıza yönelik yoğun duygusal tepkileriniz olabilir. Bunların hepsi normal ve beklendik şeylerdir. Çevrenizde olup bitenleri anlamak için kendinize zaman verin. Bu süreçte kendinize öncelikle şu soruları yöneltin: “Ben kendimi nasıl hissediyorum?”, “Olaylara nasıl tepki veriyorum?”. Duygularınızı bastırmayın, aynı zamanda güçlü yanlarınızı da hatırlamaya çalışın.

4. Duygu, düşünce ve yaşantılarınızı paylaşın.

Yakınlarınızla, arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle deprem anında ve sonrasında yaşadıklarınızı paylaşın. Bunu yaparken, olaylarla birlikte, izlenimlerinizden, düşüncelerinizden ve yaşadığınız hoş ve nahoş duygularınızdan da bahsedin. Yaşantılarınızı paylaşmak, deprem sonrası toparlanmaya ve olup biteni daha iyi anlamanıza yardımcı olur.

5. Aile ve arkadaşlarınızla vakit geçirin ve rahatlamanızı sağlayacak şeyler yapın.

Deprem sonrasında yakınlarınızla, arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle iletişim kurmak oldukça yararlı ve önemlidir. Zaman zaman içinizden gelmese bile onlarla yaşadıklarınız hakkında konuşmaya çalışın. Bazen yalnız kalmak istemeniz oldukça normaldir ancak kendinizi sevdiklerinizden uzaklaştırıp izole etmeme çabalayın. Ayrıca rahatlamanızı ve sakinleşmenizi sağlayacak şeyler yapmak psikolojik sağlığınızın korunması için oldukça yararlıdır.

6. Ani kararlar almayın.

Deprem gibi afetler; dünyaya, yaşama, geleceğe, amaçlarınıza ve ilişkilerinize yönelik duygu ve düşüncelerimizi sarsabilir. Bu yüzden, deprem sonrasında yaşamınızı bütünüyle değiştirecek ani kararlar vermemeye çalışın. Yaşamınızla ilgili ani bir karar vermeden önce mutlaka sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla konuşarak yaşadıklarınızı yeniden değerlendirmeye çalışın.

7. Medyayı sağlıklı kullanın ve bilimsel, somut ve gerçekçi bilgiler edinin.

Haberleri gün içinde sadece belirli aralıklarda takip edin. Stres ve kaygınızı sağlıklı şekilde yönetmek için depremle ilgili yetkili kişi, kurum ve kuruluşlardan gelen doğru, bilimsel ve gerçekçi bilgilere göre hareket edin.

8. Uzmana başvurun.

Deprem sonrasında aşırı kaygı ve panik belirtileri gösteriyorsanız (nefessiz kalma, sürekli titreme ve baş dönmesi, kalp atışının sürekli hızlanması, yüksek tansiyon, aşırı irkilme tepkileri vb.), bir nedeni olmaksızın çok yoğun korku ve endişe yaşıyorsanız, istemediğiniz hâlde sürekli deprem ile ilgili yaşadıklarınız gözünüzde canlanıyorsa ruh sağlığı uzmanlarına ya da aşağıdaki iletişim bilgilerinden üniversitemizin psikolojik destek birimine başvurun.

NELER OLUYOR?

Deprem gibi zorlu yaşam olaylarından sonra bireylerde ortak stres tepkileri görülebilir. Bu tepkiler duygusal, bilişsel, fiziksel ve davranışsal olmak üzere dört gruba ayrılmaktadır:

Duygusal Tepkiler

• Sürekli tedirgin ya da panik olma.
• Kendini güvende hissetmeme.
• Öfke, gerginlik, sinirlilik, huzursuzluk hissetme.
• Kendine ya da sevdiklerine yönelik çeşitli korku ve kaygılar yaşama.
• Sürekli üzgün olma.
• Umutsuzluk, çaresizlik, çökkünlük hissetme.
• Sürekli kendini suçlama, utanç duyma.
• Kendini katı ve duygusuz hissetme.

Bilişsel Tepkiler

• Her şeyin kontrolden çıktığını düşünme.
• Ne olup bittiğini anlayamama.
• Başkaları tarafından anlaşılmadığını düşünme.
• Dünyayı anlamsız ve boş görme.
• Dikkatin dağınık olması, aklın karışması ve hatırlama güçlüğü yaşama.
• Karar verme güçlüğü yaşama.
• İstenmeyen anıları sürekli hatırlama.

Fiziksel Tepkiler

• Sık sık terleme, titreme ve ürperme.
• Vücut kaslarının sürekli gergin olması.
• Baş ve karın ağrısı gibi şikâyetler.
• Yorgunluk, bitkinlik, tükenmişlik.
• Uykusuzluk ve uyku sorunları yaşama.
• İştah bozuklukları yaşama.
• Sürekli baş dönmesi ve sersemlik hissi.

Davranışsal Tepkiler

• İçe kapanma ve aşırı sessiz kalma.
• İlişkilerde sürekli çatışma ve tartışma yaşama.
• Okula gelmek ya da derslerle ilgilenmek istememe.
• Günlük aktivitelerini yapmama.
• Çok az ya da aşırı yemek yeme.
• Olayı hatırlatan kişi ve yerlerden kaçınma.
• Çok alıngan ya da sinirli davranma.
• Alkol ya da madde kullanma.

Depremden sonra yukarıda sözü edilen stres tepkilerini göstermeniz beklendik ve normal bir durumdur. Verdiğiniz stres tepkileri “ANORMAL BİR OLAYA VERDİĞİNİZ NORMAL TEPKİLERDİR”. Ortaya çıkan stres tepkilerinin şiddeti ve yoğunluğu kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Bu tepkileri göstermeniz sizin “zayıf” bir insan olduğunuz anlamına gelmez. Depremden sonra birkaç hafta içinde bu tepkilerin zamanla azalması beklenir. Ancak depremden yaklaşık 4-6 hafta geçmesine rağmen;

• bu tepkilerde herhangi bir düşüş olmuyorsa,
• bu tepkilerin sıklığı ve şiddeti artıyorsa,
• bu tepkiler sizin günlük hayatınızı (ailenizi, okulunuzu) ciddi şekilde olumsuz etkiliyorsa,zaman kaybetmeden bir ruh sağlığı uzmanına başvurun.

NELER YAPABİLİRİM?

1. Fiziksel sağlığınıza ve öz bakımınıza özen gösterin.

Fiziksel sağlığınıza dikkat etmek ruh sağlığınızı da korur. Bu nedenle öncelikle kendi sağlığınızı ihmal etmeyin. Düzenli beslenmeye (mümkün olduğunca) ve yeterince dinlenmeye (uyuyamasanız bile) çalışın. Normal zamanda aldığınızdan daha fazla çay, kahve, asitli içecekler, şeker ve nikotin tüketmemeye çalışın; çünkü bunlar bedeninizde var olan stresi, gerilimi ve kaygıyı artırır.

2. Günlük rutin aktivite ve rollerinizi sürdürmeye çalışın.

Travmatik yaşam olaylarıyla baş etmenin en etkin yollarından biri de günlük rutinleri mümkün olduğunca devam ettirmektir. Yemek, uyku ve spor gibi günlük rutinlerinizin mümkün olduğunca değişmemesine çalışın.

3. Kendinize zaman tanıyın.

Deprem sonrası oldukça stresli bir dönemden geçebilirsiniz ve bu süreçte yaşadıklarınıza yönelik yoğun duygusal tepkileriniz olabilir. Bunların hepsi normal ve beklendik şeylerdir. Çevrenizde olup bitenleri anlamak için kendinize zaman verin. Bu süreçte kendinize öncelikle şu soruları yöneltin: “Ben kendimi nasıl hissediyorum?”, “Olaylara nasıl tepki veriyorum?”. Duygularınızı bastırmayın, aynı zamanda güçlü yanlarınızı da hatırlamaya çalışın.

4. Yaşantılarınızı sevdikleriniz ve arkadaşlarınızla paylaşın.

Yakınlarınız ve arkadaşlarınızla deprem anında ve sonrasında yaşadıklarınızı paylaşın. Bunu yaparken, olaylarla birlikte izlenimlerinizden, düşüncelerinizden ve yaşadığınız hoş ve nahoş duygularınızdan da bahsedin. Yaşantılarınızı paylaşmak, deprem sonrası toparlanmaya ve olup biteni daha iyi anlamanıza yardımcı olur.

5. Aile ve arkadaşlarınızla vakit geçirin ve rahatlamanızı sağlayacak şeyler yapın.

Deprem sonrasında yakınlarınız, arkadaşlarınız ya da hocalarınızla iletişim kurmak oldukça yararlı ve önemlidir. Zaman zaman içinizden gelmese bile onlarla yaşadıklarınız hakkında konuşmaya çalışın. Ayrıca rahatlamanızı ve sakinleşmenizi sağlayacak şeyler yapmak psikolojik sağlığınızın korunması için oldukça yararlıdır.

6. Ani kararlar almayın.

Deprem gibi afetler; dünyaya, yaşama, geleceğe, amaçlarınıza ve ilişkilerinize yönelik duygu ve düşüncelerimizi sarsabilir. Bu yüzden, deprem sonrasında yaşamınızı bütünüyle değiştirecek ani kararlar almamaya çalışın. Yaşamınızla ilgili ani bir karar vermeden önce mutlaka sevdiğiniz ve güvendiğiniz insanlarla konuşarak yaşadıklarınızı yeniden değerlendirmeye çalışın.

7. Medyayı sağlıklı kullanın ve bilimsel, somut ve gerçekçi bilgiler edinin.

Haberleri gün içinde sadece belirli aralıklarda takip edin. Stres ve kaygınızı sağlıklı şekilde yönetmek için depremle ilgili yetkili kişi, kurum ve kuruluşlardan gelen doğru, bilimsel ve gerçekçi bilgilere göre hareket edin.

8. Uzmana başvurun.

Deprem sonrasında aşırı kaygı ve panik belirtileri gösteriyorsanız (nefessiz kalma, sürekli titreme ve baş dönmesi, kalp atışının sürekli hızlanması, yüksek tansiyon, aşırı irkilme tepkileri vb.), bir nedeni olmaksızın çok yoğun korku ve endişe yaşıyorsanız, istemediğiniz hâlde sürekli deprem ile ilgili yaşadıklarınız gözünüzde canlanıyorsa üniversitemizin Mediko Sosyal Merkezi'ndeki ruh sağlığı uzmanlarına ya da aşağıdaki iletişim bilgilerinden psikolojik destek birimine başvurun.

NELER OLUYOR?

Deprem gibi doğal afetlerden sonra farklı yaş gruplarındaki çocuk ve ergenlerde ortak görülebilecek tepki ve davranışlar aşağıdaki gibidir:

6 Yaş ve Altı Çocukların Tepkileri

• Ebeveyn/bakım verenlerden ayrılmaya aşırı tepki verme.
• Önceki dönem davranışlarına gerileme (parmak emme, altını ıslatma vd.).
• Ağlama ve öfke nöbetleri yaşama.
• İştahsızlık, uyku problemleri veya kâbuslar.
• Hareketsizlik ya da aşırı hareketlilik.
• Aşırı ürkeklik ya da daha önce korkmadığı şeylerden korkmaya başlama (yalnız kalma, karanlık, hayaletler vb.).
• Oynamayı bırakma veya oyunlarda sürekli depremi canlandırma.
• Konuşmama ya da konuşma zorluğu yaşamaya başlama.

7-12 Yaş Arasındaki Çocukların Tepkileri

• İştahsızlık, yeme ve uyku problemleri yaşama veya kâbus görme.
• Sosyal ilişkilerden geri çekilme ve içine kapanma.
• Aşırı alıngan, huzursuz, sinirli ya da kavgacı olma.
• Bellek, konsantrasyon ve dikkatini toplamada zorlanma.
• Okula gitmek istememe ya da ders başarısında düşüş.
• Olay hakkında tekrarlayıcı konuşmalar.
• Asılsız korkular geliştirme ve sıklıkla bu korkulardan söz etme.
• Kendini suçlama ve suçluluk hissetme.

13-18 Yaş Aralığındaki Çocuk ve Ergenlerin Tepkileri

• Uyku problemleri (uykusuzluk, kâbus) yaşama.
• Olayda yaralananlara yardım edemediği için kendini suçlama ve yoğun utanç ve keder duyma.
• Sürekli depremden söz etme ya da bu olay hiç olmamış gibi davranma.
• Aşırı alıngan, huzursuz ve sinirli olma ya da herkesle kavga etme.
• Gelecekle ilgili sürekli umutsuz konuşma ve karamsar olma.
• Kurallara karşı gelme, riskli davranışlarda artış ya da kendine zarar verme.
• Tütün, alkol ya da madde kullanmaya başlama.
• Aile ve arkadaşlardan uzaklaşma.
• Okul ve derslerle ilgili problem yaşama.

Depremden sonra çocuk ve ergenlerde yukarıda söz edilen davranışların görülmesi normal bir durumdur. Çocuk ve ergenlerin gösterdiği tüm bu tepkiler “ANORMAL BİR OLAYA VERİLEN NORMAL TEPKİLERDİR”. Birkaç hafta içinde bu tepkilerin zamanla azalması beklenir. Ancak yaklaşık 4-6 hafta geçmesine rağmen bu davranışlarda herhangi bir düşüş olmuyorsa veya bu davranışların sıklığı ve şiddeti artıyorsa bir ruh sağlığı uzmanına başvurun.

NASIL DAVRANMALIYIM?

1. Medyayı sağlıklı kullanın ve bilimsel, somut ve gerçekçi bilgiler edinin.

Haberleri gün içinde sadece belirli aralıklarda takip edin. Çocuklarınızın televizyon ya da sosyal medya üzerinden depremle ilgili haberleri sınırlı sürelerde takip etmelerine özen gösterin. Stres ve kaygınızı sağlıklı şekilde yönetmek için depremle ilgili yetkili kişi, kurum ve kuruluşlardan gelen doğru, bilimsel ve gerçekçi bilgilere göre hareket edin.

2. Doğru bilgileri aile üyeleriyle paylaşın ve çocuklarınızın soru sormalarına izin verin.

Ailenizle sık sık bir araya gelin, edindiğiniz doğru bilgileri onlarla paylaşın. Bilgileri aile üyeleriyle paylaşırken olayları çocuklarınızın anlayabileceği şekilde basit, somut ve iyimser bir dille anlatın. Çocuklarınızın sorularına yaşlarına ve gerçeğe uygun, somut, içten ve kısa cevaplar vermeye çalışın. Cevabını bilmediğiniz sorularda yalan söylemek yerine bu soruların cevabını en kısa sürede öğrenerek ona açıklayacağınızı söyleyin.

3. Aile içindeki günlük rutin aktivitelerin ve rollerin sürdürülmesine özen gösterin.

Travmatik yaşam olaylarıyla baş etmenin en etkin yollarından biri de aile içindeki günlük rutinleri mümkün olduğunca devam ettirmektir. Özellikle küçük çocuklar günlük düzenlerinin sürekli değişmesinden pek hoşlanmazlar. Çocuklarınızın yemek, uyku ve oyun gibi günlük rutinlerinin mümkün olduğunca değişmemesine özen gösterin.

4. Aile içindeki herkesin yaşına uygun düzeyde sorumluluk almasını sağlayın.

Çocuk ve ergenler, ev içi işlerde ebeveynlere yardım etmek, kardeşleriyle ilgilenmek, kendi kişisel bakımlarını gerçekleştirmek, ders ve ödevlerine zaman ayırmak gibi çeşitli rol ve sorumluluklar üstlenebilirler. Bu sayede aile içinde aidiyet duygusu pekişir, ilgi ve destek artar, yaşanan sorunların hep birlikte ve yardımlaşmayla aşılabileceğine dair umut yükselir.

5. Ailenizle birlikte vakit geçirin ve rahatlamanızı sağlayacak şeyler yapın.

Çocuklarla birlikte yemek hazırlamak ve yemek, oyun oynamak, resim yapmak, şarkı söylemek, eğlenceli masal, fıkra ve öyküler anlatmak, film izlemek ya da sohbet etmek gibi etkinlikler yapabilirsiniz. Aile üyeleriyle birlikte etkinlikler yapmak ailenizin psikolojik sağlığının korunması için oldukça yararlıdır.

6. Aile içi iletişimi artırın ve duygulara odaklanmaya özen gösterin.

Çocuklarınızla karşılıklı konuşmak ve sohbet etmek, onların yaşadıkları bu zorlu süreci atlatmaları için en sağlıklı ve doğal yoldur. Aile üyeleriyle sohbet ederken onların duygularına odaklanmaya, hoş ve nahoş duygularını ifade etmelerine izin verin ve kendi duygularınızı paylaşın. Tutum ve davranışlarınızla diğer aile üyelerine model olun.

7. Kendinize zaman ayırın ve öz bakımınıza özen gösterin.

Ailenizin psikolojik dayanıklılığını korumak için öncelikle kendi sağlığınızı önemsemelisiniz. Düzenli beslenmeye, yeterince dinlenmeye ve uyumaya çalışın, mümkünse spor yapın. Çocuklarınıza bu zor süreçte yardımcı olabilmeniz için kendinize öncelikle şu soruları yöneltin: “Ben kendimi nasıl hissediyorum?”, “Olaylara nasıl tepki veriyorum?”. Sizlerin bu doğal afet ile başa çıkma tarzınız çok önemli. Unutmayın çocukların bu süreçte gözleri üzerinizdedir. Endişe, korku veya kaygılarınız onlara bulaşır.

8. Uzmana başvurun.

Çocuğunuz deprem sonrasında aşırı panik olma, ağlama nöbetleri, sürekli uyku sorunları ya da yoğun davranış sorunları yaşıyorsa ruh sağlığı uzmanlarına ya da aşağıdaki iletişim bilgilerinden üniversitemizin psikolojik destek birimine başvurun.